İçinde alarmlar çalıp “Durma, kaç!” dediğinde…Sen ne yaptın?
İşte ben ne yaptım biliyor musun? Hikayenin tam ortasında kalmayı seçtim. Üstelik kaçmak yerine orada oturdum, bir kahve söyledim, ellerim titreyerek nefes aldım ve “Peki şimdi ne olacak?” dedim.
Öyleyse bugün, hayatımızda çıkmaz sokak gibi görünen, belki de üstü neon ışıklarla “SORUN!” yazan o anlarla yüzleşmenin cesaretinden konuşalım. Çünkü sorunlardan kaçmak bazen en doğal refleksimiz. Ancak kalıp bakabilmek, dokunabilmek, o sorunla tanışmak; işte asıl dönüşüm orada başlıyor.
🌸 Neden Kaçmak İsteriz? Beynimizin Antik Alarmı
Her şeyden önce, dürüst olalım. Kaçmak insani bir dürtü. Hepimiz yapıyoruz. Sadece sen, ben değil; primat atalarımız da kaçtı çoğu kez.
Beynimizin amigdala bölgesi bizi tehdit algıladığımızda kaç ya da savaş moduna sokar. Enim ol bu biyolojik programlama hepimizde sürekli aktif. Patronun öfkeli bir maili, partnerimizin anlam veremediğimiz suskunluğu, beklenmedik sağlık sorunları… Hepsi zihnimizde kırmızı alarm yaratır.
Ve evet, kaçmak çok kolaydır. Oysa kalmak, bakmak ve anlamak çoğu zaman daha derin bir güç gerektirir.
🌿 Sorunlarla Dans Etmek – Kaçmak Yerine Yaklaşmayı Seçmek
Peki şimdi aklına gelen ilk zor durumu düşün.
Belki bir ilişki krizi, belki işten çıkarılma korkusu, belki de kendini yetersiz hissettiğin bir an.
O anlarda kaçmak istedin mi? Bir daha kimseyle konuşmamaya, e-mailleri açmamaya, yatağın altına saklanmaya?
Hepimiz istedik. Fakat ben bir gün fark ettim ki, kaçtığım her sorun valizinin içine utanç, pişmanlık ve korku doldurup yeniden kapımı çalıyordu. Kaçmak çözüm değildi; sadece erteleme.
🌷 Kendi Hikâyem: Kaçmak Yerine Oturmak
Benim de kaçmak istediğim anlar oldu. Örneğin bir projede başarısız olduğumda, ilişkimin bittiğini fark ettiğimde, ailemle büyük bir tartışmaya girdiğimde… Hepsinde içimden bir ses “Git! Yabancı bir ülkeye taşın!” diye bağırdı.
Ancak ne zaman oturup bakmayı seçtim, orada yeni bir şey buldum:
Bazen gerçeği kabullenmeyi, bazen içimdeki güçten şaşırarak haberdar olmayı, bazen de yeni bir yol açmayı.
Üzerine gitmek, bıçak sırtında yürümek gibi. Ama sonunda kendine dair saygın büyüyor.
Dolayısıyla “Üzerine gitmek” fikrini bir alışkanlık haline getirmeyi denedim. Şimdi sana kendi uyguladığım birkaç pratik yöntemi paylaşmak istiyorum:
✨ 1. Duygunun Adını Koydum
Her şeyden önce, bir sorun patladığında ilk refleksimiz hemen kaçmak yada çözmeye çalışmak olur. Ancak önce duygunun adını koymak gerekir.
- Korkuyor musun?
- Utanıyor musun?
- Öfkeli misin?
- Kaygılı mısın?
Bu şekilde duyguyu isimlendirmek beynimizi sakinleştirir. Sanki sis perdesi aralanır ve “Aaa bak, sen sadece kaygılısın” diyebiliriz kendimize.
✨ 2. Sahneyi Gözümde Canlandırdım
Aslında, bir sorunu gözünde canlandırmak onun gücünü küçültür. Nasıl mı?
Mesela; patronunun öfkeli bir yüz ifadesi mi var? Onu bir çizgi film karakterine dönüştür hayalinde. Komik bir ses ver.
İlişkinde kriz mi var? O durumu bir tiyatro oyunu gibi izle. Kendini seyirci koltuğunda otururken düşün.
Bu teknik, beyni tehdit algısından çıkarır ve “Bu sadece bir sahne” demeyi öğretir.
✨ 3. Kaçma Planını Askıya Almayı Öğrendim
Ne yalan söyleyeyim en zorlandığım adımdı ama belki de en etkilisi yılma denemeye devam et o nedenle. Kendine şunu söyle:
“Kaçmak istiyorum ama önce bir saat daha kalacağım.”
Sadece bir saat. İşte o bir saatte daha sakin olup, daha berrak düşünüyorsun.
Kaçmak bir seçenek, evet. Ancak hemen değil. Bu süreyi bilinçli bekleme alanı olarak kullan.
✨ 4. Sorunu Küçük Parçalara Böldüm
Bir an sorun büyük karanlık bir bulut gibi görünebilir. Fakat genelde içinde küçük parçalar vardır.
Örneğin:
- “Patronum beni eleştiriyor” = Gerçekten ne diyor? Yetersiz miyim yoksa sadece bir hatamı işaret ediyor?
- “Partnerim soğuk davranıyor” = Bugün mü böyle, yoksa uzun süredir mi?
İşte bu şekilde sorunu parçalara ayırmak, o sorunu başa çıkılabilir kılar.
✨ 5. Utanmadım, Yardım İstedim
Maalesef kültürümüzde hâlâ “Yardım istemek zayıflıktır” algısı var. Oysa cesaretin en doğal hali yardım istemektir.
Bir terapist, bir yakın arkadaş, bir mentor… Destek almak, kaçmak yerine kalmayı kolaylaştırır.
🌼 Üzerine Gidiş Şeklim: 4 Adımlı Mini Rehber
Sonuç olarak sen de kendi yolculuğunu başlatmak istiyorsan şu adımları deneyebilirsin:
1️⃣ Fark Et: Kaçma dürtüsünü yakala. “Şu an kaçmak istiyorum” de.
2️⃣ Durakla: Kendine 10 dakika ver. Hemen bir şey yapma.
3️⃣ Yaz: Ne hissettiğini, neden kaçmak istediğini yaz.
4️⃣ Seç: Şimdi ne yapacaksın? Kaçmayı mı, kalıp bakmayı mı seçeceksin?
Aslında çok zormuş gibi geliyor değil mi? Ama inan bana basit sadece bu adımları defalarca uygulaman gerek, böylece sorunlara yaklaşma biçimin değişecek.
🎈 Küçük Bir Davet
Bir sonraki zor anında (belki bugün, belki yarın) kaçmak istiyorsan durup nefes al.
O anı yaşamayı dene. Çünkü belki de kaçmak yerine kalmak seni en güçlü versiyonuna götürecek kapıdır.
💬 Senin Hikâyen Ne?
Sen hangi sorunlardan kaçtın? Hangi anlarda kalmayı seçtin?
Yorumlarda paylaş. Unutma: Hikâyelerimizi anlattıkça güçleniriz. Çünkü her birimizin içinde sandığımızdan daha büyük bir cesaret var. Instagram hesabımda buluşalım mı!!!