Masaya Yumruğunu Vurmak mı, Sandalyeyi Çekip Konuşmak mı?

Kadın Liderliğin Yeni Kodları

Gelin bugün iş hayatındaki kadın liderliğine biraz yakından bakalım. Şöyle kahveni kap gel, çünkü bolca iç dökme, biraz kahkaha, bolca da gerçeğin ta kendisi var bu yazıda.

Eskiden liderlik deyince aklımıza kim gelirdi? Büyük ihtimalle koyu renk takım elbisesiyle asık suratlı bir adam… Sert, mesafeli, sözünden dönmeyen, duyguları fazla ortalığa dökmeyen bir karakter. İşte uzun yıllar bu model “güçlü lider” diye önümüze kondu. Ama işler değişiyor. Hem de hızla.

Yeni Dünya, Yeni Liderlik

2020’lerin başından beri iş dünyasında bir kavram yükselmeye başladı: Empatik Liderlik. Yani sadece karar veren değil, dinleyen, anlamaya çalışan, çalışanlarının ihtiyaçlarını önemseyen lider. Bu model, özellikle kadın liderlerin daha fazla görünür olmasını sağladı. Neden mi? Çünkü kadınların duygusal zekâsı ve empati kapasitesi, tam da bu çağın aradığı liderlik yetenekleriyle örtüşüyor.

Ama yanlış anlamayın: Empati demek pamuk gibi yumuşak olmak demek değil. Zaten bu yazının başlığı da buradan geliyor. Masaya yumruğunu vurmak bazen gereklidir. Ama çoğu zaman mesele, sandalyeyi çekip herkesle göz hizasında konuşmaktır.

Kadın Liderliğin Evrimi

Bir düşün: Kadınların iş gücüne daha çok katıldığı 1960’lardan bu yana, neler değişti? Eskiden kadınlardan, erkek liderlerin ürettiği kalıpları kopyalaması beklendi. Daha sert, daha mesafeli, daha otoriter olmalısın dediler. Hatta giyimin bile buna uymalıydı: Maskülen ceketler, koyu renkler, topuklular…

Ama yeni nesil lider kadınlar, diyor ki: “Benim liderliğim başkasının kopyası olmayacak.” Whitney Wolfe Herd’den tut da Jacinda Ardern’e kadar farklı alanlardaki kadın liderler, şefkati, esnekliği, empatiyi çekinmeden sahipleniyor.

Bu yaklaşım, özellikle pandemi döneminde iyice hız kazandı. Ekipler uzaktan çalışırken, çalışanların kaygıları büyürken, empatik liderlik bir lüks değil mecburiyet oldu.

Liderlikte Empatiyi Kaybetmeden Güçlü Kalmak

“Empati gösterirsem zayıf görünürüm” korkusu o kadar yaygın ki… Halbuki araştırmalar gösteriyor ki empati, çalışan bağlılığını ve performansını ciddi oranda artırıyor.

Düşünsene: İş arkadaşın senin evde hasta çocuğun olduğunu biliyor, sabah bir mesaj atıp “Yanındayım” diyor. Bir anda ona duyduğun bağ artıyor, değil mi? Aynı şey ekip liderleri için de geçerli.

Ama yine de şunu unutmamak lazım: Empatiyle hoşgörü karıştırılmamalı. Sınırlar net olmalı. O yüzden başarılı kadın liderler iki şeyi aynı anda yapabiliyor:

  1. Dinlemek, anlamak, ihtiyaçları görmek.
  2. Sınırları net çizmek, belirsizliğe izin vermemek.

Empati ve kararlılık birlikte mümkün. Zaten asıl mesele bu dengeyi kurmak.

Kendi Liderlik Stilini Yaratmanın Yolu

Birçok kadın profesyonel, liderlik rolüne geçtiğinde önce şu baskıyı hissediyor: “Acaba yeterince sert miyim? Acaba beni ciddiye alırlar mı?”

Bu düşüncelerin hepsi, eski liderlik kalıplarının kafamızdaki tortuları. O yüzden ilk adım, kendini tanımak.

Küçük bir egzersiz yapalım:

Bir kağıt al ve şu soruları yaz:

  • İş arkadaşlarım beni hangi özelliklerimle tanımlar?
  • Benim liderliğim hangi kelimeyle özetlenir?
  • Ekibimin benden beklediği en önemli şey ne?

Bu soruları dürüstçe yanıtla. Sonra, bu cevaplara bakıp şu soruyu sor: “Bu özellikleri daha da parlatmak için ne yapabilirim?”

Kendi liderlik stilini yaratmak demek, başkasına öykünmek değil; içindeki güçlü yönleri daha cesurca ortaya koymak demek.

Liderlikte Kadın Olmanın Hâlâ Zorlukları Var mı?

Ne yazık ki evet. Kadın liderler hâlâ şu engellerle boğuşuyor:

  • Karar masasında az temsil edilmek
  • Erkek meslektaşları tarafından bölünmek
  • Duygusal ifadelerin zayıflık gibi algılanması
  • Aile sorumluluklarının yükü

Ama iyi haber şu: İş dünyası her zamankinden hızlı değişiyor. Şirketler çeşitliliği, kapsayıcılığı ve psikolojik güvenliği stratejik öncelik hâline getiriyor.

Sen de bu değişimin bir parçası olabilirsin.

Kültür Kodlarını Yeniden Yazmak

Şirket kültürünü dönüştürmek, çoğu zaman bireylerin küçük adımlarıyla başlar. Örneğin, ekip toplantısında ilk kez bir kadın olarak söz almak, herkesin içinden geçen ama dillendiremediği bir gerçeği cesurca söylemek… Bunlar ufak gibi görünür, ama yeni kültürün tohumu olur.

Aslında bazen masaya yumruğunu vurmak, “Bu böyle olmayacak” demek gerekir. Bazen de sandalyeyi çekip “Hadi anlatın” demek… İkisini de cesurca yapabilmek işte asıl liderlik.

Geleceğin Kadın Liderlerine Notlar

Son olarak sana birkaç küçük not bırakmak istiyorum. İster ilk yönetici deneyimine hazırlanıyor ol, ister çoktan ekip lideri olmuş ol, unutma:

  • Sınır çizmek nezaketsizlik değildir.
  • Empati bir lütuf değil, bir yetkinliktir.
  • Yardım istemek güçsüzlük değil, olgunluktur.
  • Kendini kopya etmek yerine, kendini keşfet.
  • Yalnız değilsin.

Bu yeni liderlik çağında kadınlar hem empatiyi hem cesareti yan yana koyarak tarih yazıyor. Sen de o hikâyenin bir kahramanısın.

Unutma ki ; Masaya yumruğunu vurduğunda ses çıkarırsın, ama sandalyeyi çekip göz hizasına indiğinde kalpleri kazanırsın.

Hadi şimdi kahveni tazele, notlarını al ve kendi liderlik yolculuğuna bir adım daha at. 🌸

 

error: Content is protected !!