Aşkta Gerçek Yakınlığı Kurmak, Maskelerin Ötesine Geçmek

Maskesiz Bir Aşk Mümkün mü?

Bir kafede oturduğunu hayal et. Kahveni karıştırıyorsun, karşı koltukta hayatını paylaştığın insan oturuyor. Çok şey konuşuyorsunuz ama aslında hiçbir şey söylemiyorsunuz. Sözcükler var ama samimiyet yok. Çünkü maskeler var.

Belki de en çok “yakın olduğun” kişiyle, gerçekte olduğun kadar çıplak kalmayı hiç denemedin. O yüzden bu yazıyı okurken, “Evet, benim de maskelerim var” deme cesaretini göstermen yeter.

Biz buradayız, çünkü aşkı yüzeyde değil, kökünde keşfetmek istiyoruz.

Hadi şimdi maskeleri incelmeye başlayalım. Korkma, birlikteyiz.

Maskelerin Anatomisi: Neden Rol Yapıyoruz?

Çocukluğumuzdan başlayalım. Bir çocuk düşün, annesi üzülmesin diye ağlamayan. Babası gurur duysun diye “sorun yok” diyen. Öğretmeni daha çok sevsin diye her şeyi bilen çocuk rolüne giren…Yıllar geçer, o çocuk büyür, sevgili olur, eş olur. Ama içindeki küçük çocuk hâlâ oradadır.

Ve işte maskeler böyle doğar:

  • Kusursuz Kadın Maskesi: Hep gülümseyen, her şeye gücü yeten, duygularını kontrol altında tutan.
  • Hiç Bağlanmayan Cool Kız Maskesi: “Aman ben öylesine görüşüyorum zaten,” deyip içi paramparça olan.
  • Romantik Komedi Kahramanı Maskesi: Her anı eğlenceli, sürpriz dolu yaşamak zorunda hisseden.
  • Hiçbir Şeye İhtiyacı Olmayan Kadın Maskesi: “Benim kimseye ihtiyacım yok” diye diye ilişkide duvar ören.

Bir süre işe yarar bu maskeler. Seni incinmekten korur. Ama zamanla bir hapishaneye dönüşür.

Çünkü maskeler ilişkiye girebilir, ama gerçek bağ kuramaz.

Yakınlık Korkusunun Kökeni: Küçük Kız ve Yaraları

Yakınlık korkusu, psikoloji literatüründe bağlanma kaygısı veya reddedilme korkusu olarak bilinir. Ama kitaplar bunu soğuk bir dille anlatır. Oysa ben sana şöyle anlatayım:

Hepimizin içinde küçük bir kız var. O kız zamanında sevilmek için sessiz kalmayı öğrenmiştir. Gözyaşlarını yutmayı, ihtiyaçlarını yumuşatmayı, “Ben iyiyim” demeyi ezberlemiştir.

Bir gün biri gelir, kalbini titreten bir aşk olur. O küçük kız göz kırpar, “Hadi artık maskesiz olalım,” der. Ama yetişkin olan sen, korkar: Ya terk edilirse? Ya küçümsenirse?

Ve yine maskeler devreye girer.

Bu yüzden gerçek yakınlık, önce o küçük kızla barışmaktan geçer. Ona şefkatli bir anne gibi davranmaktan. “Senin duyguların fazla değil,” diyebilmekten.

Bunu yapabildiğin gün, bir başkasına da maskesiz yaklaşmaya başlarsın.

Duygusal Çıplaklık: Klişelerin Ötesinde Bir Samimiyet

“Duygularını paylaş, her şey yoluna girer!” “Önce kendini sev!” “Birbirinizi anlamak için konuşun!”

Tamam, güzel cümleler. Ama klişe. Ve çoğu zaman işe yaramıyor. Çünkü duygu paylaşmak bazen incelik ister. Duygusal çıplaklık ham bir et parçası gibi ortaya konmaz; önce kendi içimizde pişer.

Mesela:

  • Partnerinle kavga ettiğinde duygunu paylaşmak istiyorsan önce hangi duygunun baskın olduğunu çözmelisin. Öfke mi, utanç mı, korku mu?
  • “Sen zaten hep böylesin!” dediğinde karşı taraf savunmaya geçer. O yüzden formül basit:

    Yargısız ifade + duygunun adı + etkisi + isteğin.

Örnek: “Dün akşam telefonla konuşurken seni özlediğimi söylediğimde biraz boşlukta kaldığımı hissettim. Bunu paylaşmak istememin sebebi, sana daha yakın hissetmek. Böyle anlarda birkaç kelimeyle bile olsa bir cevap duymak isterdim.”

Bu kadar sade, bu kadar incelikli.

“Yakınlık Aksiyon Planı” – Gerçek Adımlar

Şimdi bir liste veriyorum. Bu listeyi romantik bir reçete gibi görme; bir yol haritası gibi oku. Her maddeyi bir hafta boyunca dene. Sonra kendindeki değişime şahit ol.

1. Gün: Sessizlik Egzersizi

Birlikte oturun ve 10 dakika hiçbir şey konuşmayın. Göz göze bakın. Başta huzursuz olabilirsiniz.               Sonra yavaş yavaş kalbiniz açılacak.

2. Gün: “Ben Aslında…” Cümlesi

Bugün partnerine sadece bir “Ben aslında…” cümlesi kur. İçinde sakladığın bir duyguyu paylaş.

3. Gün: Ortak Anı Haritası

İlk buluşmadan bugüne kadar en komik, en kırıcı, en güzel anları birlikte hatırlayın ve anlatın.                     Gülün, belki biraz ağlayın.

4. Gün: Fiziksel Temas Rutini

Sadece sarılmak için 5 dakika ayırın. Hiç konuşmadan dokunun.

5. Gün: Utanç Hikayesini Paylaş

Hayatınızda sizi utandıran küçük bir anıyı anlatın. Yakınlık bazen utançtan geçer.

6. Gün: “En Çok Neyi Özlüyorum?” Sorusu

Birbirinize “Senin …. halini özlüyorum?” deyin.

7. Gün: Sessiz Teşekkür

Yüzüne bakıp kalpten teşekkür edin. Gözler dolarsa harika; işte maskeler düşüyor.

Gerçek Yakınlığın Yan Etkileri

Kimse söylemiyor ama ben söyleyeyim: Maskesiz bir aşk yıpratıcıdır. Çünkü gerçek duygular her zaman romantik değildir. Bazen çirkin, bazen kırıcı, bazen düzensizdir.

Ama işte bu yüzden gerçektir.

Gerçek yakınlığın yan etkileri:

  • Hayran olunacak cesaret.
  • Daha sıkı sarılmalar.
  • Ama daha kısa süren kavgalar.
  • Evet belki daha çok gözyaşı.
  • İnan bana daha çok kahkaha.

Maskeli bir ilişkide her şey stabil görünür ama sığdır. Maskesiz bir ilişkide fırtına kopar ama derindir.

Küçük Test: Masken Varmı?

Biraz eğlenelim mi? Aşağıdaki soruları içinden cevapla:

  1. Birini çok özlediğinde ne yaparsın?

a) Sessiz kalırım.

b) Gamsız görünürüm.

c) Onu suçlarım.

d) Açıkça söylerim.

2.Tartışma sırasında ilk tepkim:

a) Kendimi savunmak.

b) Dalga geçmek.

c) Geri çekilmek.

d) Ne hissettiğimi söylemek.

3.Sevilmediğini hissettiğinde:

                     a) Daha çok çabalarım.

                     b) Mesafe koyarım.

                     c) Küçümserim.

                     d) Ağlarım, anlatırım.

Cevaplar çoğunlukla “a”, “b” veya “c” ise masken var. Çoğunlukla “d” ise maskelerin bir kısmını zaten bırakmışsın. Tebrikler.

Yakınlığı Destekleyen Günlük Rutinler

  • Her gün bir cümleyle duygunu paylaş.
  • Gün bitmeden bir teşekkür söyle.
  • Haftada bir “Gerçek Nasılım?” sohbeti yap.
  • İkinizin de zorlandığı anları not al.
  • Sadece gülmek için plan yap.
  • Sarılmak için mazeret üretme.

Kalbinin Üzerine Kapatılan Kapakları Açmak

Yakın olmak, birisinin senin ruhunu izlemesine izin vermek gibidir. “Gör beni” demek. Bu kadar basit, bu kadar zor.

Bu yazının en önemli cümlesini sona sakladım:

Aşk, iki insanın birbirini düzeltmeye çalışmaktan vazgeçip, birbirini olduğu gibi görmeyi öğrenmesiyle başlar.

Maskelerin ardındaki kırılgan, korkak, özlem dolu ama sevgiye aç halini göstermekten çekinme. Belki de senin de ihtiyacın olan tek şey, biriyle maskesiz göz göze kalmak.

Kapanış: Sana Davetim Var

Bu hafta küçük bir meydan okumaya var mısın?

Birine, ister sevgiline ister en yakın arkadaşına, “Ben aslında…” diye başlayan maskesiz bir cümle söyle. Korkarsan normal. Kalbin hızlanırsa normal. Ama unutma: O an, hayatının en samimi dakikalarından biri olacak.

Belki bu cümle, yıllar sonra hatırlayacağın bağın ilk kıvılcımı olur.

Unutma:

Maskelerin ardında hepimiz aynı şeyi istiyoruz: Sevilmek.

Cesur ol. Gerçek ol. Yakın ol.

Not: Kalpten kalbe yazı dizimizin ilkini okumadıysanız buradan ulaşabilirsiniz.

error: Content is protected !!