Bir sabah uyanırsın. Her şey sıradan görünür. Kahveni koyarsın, telefona bakarsın, yapılacakları düşünürsün. Fakat sonra ansızın bir sessizlik çöküverir. Ne telefonda yeni bir bildirim, ne aklında acil bir koşturmaca kalır. O sessizlik, önce biraz huzursuz eder seni. Alışmamışsındır bu kadar boşluğa.
İşte tam o an, kalbinin tozlu raflarından bir hikâye çıkar. Bir zamanlar gömdüğün bir duygu, bir yüz, bir cümle kendini hatırlatır.
“Çünkü içten bir sessizlik başladığında, çoğu zaman unutulmuş bir hikaye kendini hatırlatır.”
Bu yazıda birlikte o hikâyeleri bulacağız. Kalbinin sessizliğini bir tehdit değil, bir davet olarak görmeyi öğreneceğiz. Kendi unutulmuş parçalarını geri çağıracağız. Korkma, eğlenceli bile olabilir.
Sessizliğe Dair Yanlış Bilinenler
Modern hayatın en büyük yalanlarından biri şudur: Dolu olmak iyidir.
Ajandan dolu olacak, zihnin dolu olacak, kalbin hep meşgul olacak… Böylece acıya yer kalmaz sanırsın. Oysa dolu olmak çoğu zaman bir kaçıştır. Sessizlik ise bir aynadır.
Şu örneklere bak:
-
Bir ilişkinin bitişinden hemen sonra yeni bir ilişkiye atlamak.
-
Arkadaşlıkta yüzeysel sohbetleri tercih etmek.
-
Kendini sürekli işle meşgul tutmak.
Çünkü sessizlik, hep sakladığımız soruları çıkarır:
-
“Ben gerçekten mutlu muydum?”
-
“Neyi affetmedim?”
-
“O ilişkiyi neden bırakamadım?”
-
“Hâlâ kimi özlüyorum?”
Ve inanın, bu soruların cevabı Instagram reels’larında çıkmaz.
Sessizliğin Ortaya Çıkardığı 4 Unutulmuş Hikâye
Her kadının kalbinde sessizlik anlarında dönen 4 ana hikâye vardır:
💔 1. Eksik Kalan Aşk Hikâyesi
Belki bir günün ortasında, dolabına bir şey koyarken burnuna tanıdık bir koku gelir. Ya da radyoda o şarkı çalar. Bittiğini sandığın bir aşk, kalbinin ortasına oturur. Unuttuğunu sandığın bir dokunuş, bir gülüş, bir kavga yeniden canlanır.
Sessizlik, aşkın son sayfasını değil, ilk sayfasını okutur insana.
🌱 2. Çocukluktan Taşınan Kırıklar
Sessizlik çoğu zaman çocukluk hikâyelerini çağırır.
-
“Annemin sevgisini neden hep kanıtlamak zorundaydım?”
-
“Babam neden hep uzak kaldı?”
-
“Ben ne zaman ‘yeterince iyi’ oldum?”
O yaralar, yetişkin hayatında ilişkilerinin şekline gizlice karar verir. Farkında olmadan tekrar tekrar aynı senaryoyu yaşarsın. Ta ki sessizlikte kalıp onları fark edene kadar.
🪞 3. Kimlik Sancısı
Kalabalıkta kendini bir role sokarsın: güçlü kadın, eğlenceli dost, mükemmel sevgili. Oysa sessizlik, kimliğinin katmanlarını soyup “Asıl sen kimsin?” diye sorar.
Belki cevabın yoktur. İşte bu, başlamak için en güzel noktadır.
🌼 4. Yarım Bırakılan Hayaller
Bir gün pencereden dışarı bakarken, gençliğinde yazmak istediğin kitap gelir aklına. Veya o dans kursu, seyahat planı, ertelediğin hayaller… Sessizlik hatırlatır: Zaman geçiyor. Kendini unutmaman gerek.
Sessizlikten Korkmamak İçin 5 Alıştırma
Sessizlik herkese aynı gelmez. Kimi huzurlu bulur, kimi paniğe kapılır. Aşağıdaki küçük egzersizler, sessizliğin dostun olmasını sağlar:
1. Zihnini Doldurmadan 10 Dakika Otur
Telefonu başka odaya bırak. Müzik açma. Sadece otur ve ne düşünüyorsan izle. Başta saçma gelecek, emin ol. Ama birkaç dakika sonra, aklının derininden bir hikaye yükselecek.
2. “İlk Akla Gelen” Günlüğü
10 dakika boyunca aklına gelen her şeyi yaz. Sansür yok. Yargılama yok. Sadece kalbini kağıda aktar.
3. Sessizlik Yürüyüşü
Tek başına yürü. Kulaklık takma. Sadece adımlarını dinle. İçinde kabaran duyguları fark et.
4. Sessizce Sarıl
Sevdiğin biriyle konuşmadan sarıl. Ne kadar uzun kalabiliyorsanız. Sözcükler olmadan bağ kurmak tarifsiz bir deneyimdir.
5. Bir Fotoğrafı İzle
Eski bir fotoğrafı al ve sadece bak. Ne hissettiğini anlamaya çalış. Sessizlik, anıların sesini açar.
İlişkilerde Sessizlik: Tehlike mi Fırsat mı?
Birçok insan ilişkilerde sessizliği kötüye yorar:
-
“Konuşmuyoruz, aramız açıldı.”
-
“Beni artık sevmiyor mu?”
-
“Bir şeyleri saklıyor mu?”
Oysa sağlıklı ilişkilerde sessizlik bir nefes alma alanıdır. İki kişi aynı odada sessizce oturabiliyorsa, bu bağın sağlamlığına işarettir. Çünkü sessizlik, konfor alanının en dürüst hâlidir.
Peki sağlıksız sessizlik nasıldır?
-
Konuşmaya cesaret edememek.
-
Sürekli görmezden gelmek.
-
Biriktirmek, biriktirmek, patlamak.
O yüzden sessizliğin kalitesine bak. Kaçmak için mi, dinlenmek için mi oradasınız?
Sessizlikte Yüzeye Çıkan Soru: Ne Eksik?
Biliyor musun sessizlik sadece geçmişi değil, bugünü de gösterir. Şu anki ilişkinde eksik olan ne? Belki de kalbin sessiz kaldığında duyduğun ilk kelime, cevabın ta kendisidir:
-
Yakınlık mı eksik?
-
Güven mi eksik?
-
Neşe mi eksik?
-
Anlam mı eksik?
Bunu keşfetmek için kendine dürüst olman yeter.
Unutulan Hikâyeleri Şifalandırma Yolları
Sen de sessizlikten çıkan hikâyelerle ne yapacağını bilmiyorsan, işte küçük bir yol haritası:
1.Adım : Kabul Et
“Bu hikâye var,” de. İyi ya da kötü demeden.
2.Adım : Hisset
Bir süre kaçma. Acıysa da, özlemse de, hisset.
3.Adım : Anlamlandır
Bu hikaye sana ne öğretti? Şu anki hayatını nasıl etkiliyor?
4.Adım : Paylaş
Güvendiğin biriyle paylaş. Hikâyeyi anlatmak, yükü hafifletir.
5.Adım : Yeni Bir Sayfa Aç
Geçmişini sahiplen, ama orada yaşamaya devam etme.
Kalpten Bir Not: Her Kadın İçin Sessizlik Farklıdır
Bazen sessizlik huzurdur.
Ya da bazen özlemdir.
Bazen “Artık yetti” diyen bir iç sestir.
Bazen de yeni bir hayalin habercisidir.
O yüzden bu yazıyı bir reçete gibi değil, bir davet gibi oku: Kendine yaklaşmak için sessizlikten korkma.
Küçük Bir Hikâye
Bir gün, yaşlı bir kadına sordum: “Hayatınızda en çok neyi hatırlıyorsunuz?”
Gülümsedi:
“Bir sabah pencereden dışarı bakıyordum. Hiçbir şey yapmıyordum. O an gençken ne kadar korktuğumu, aslında hep sevgiyi istediğimi hatırladım. O sessizlikte, kim olduğumu ilk defa anladım.”
Belki de bizim de ihtiyacımız olan, o pencerede bir sabah oturmak.
Kapanış: Sessizlikten Gelen Hediyeye Teşekkür Et
Bu yazıyı okuduysan, kalbinin sessizliğine biraz daha yaklaşmışsın demektir.
Korkma. Sessizlik boşluk değil. O bir köprü. Kendine, başkalarına, hayata yeniden bağlanma köprüsü.
Bir dahaki sefere sessizlik çaldığında kapını, aç. İçeri giren hikâyeler seni sen yapar.
Kalpten kalbe, sessizliğin hikâyelerini kucaklayan her kadına…